Lagaribey'in bilgisi dahilinde Lagaribey adına açılmıştır.
20.11.2017
Pisagor
Ezoterizm: Gizli sırlar öğretisi
Numeroloji: Sayıların evrendeki sırların bir simgesi olduğuna dair inanç
Pisagor: Sayıların babası
Hepimiz, en azından liseden 3,4,5 üçgenini ya da 5,12,13 üçgenini duymuş ve “Pisagor”un adını çokça anmışızdır. Peki Pisagor gerçekte kim?
Yaklaşık 2500 yıl önce Sisam Adası’nda doğan Pisagor, belli bir yaşa gelince o zamanın ünlü mabedlerinden Delf’e gitmeye başlar. Delf mabedinde, gizli sırlara vakıf olduğuna inanılan meşhur Apollon Rahipleri vardı. Pisagor’un amacı da bu öğretileri öğrenmekti. Bir müddet burada eğitim alan Pisagor, bu konuların asıl öğretildiği yere, Mısır’a gitmeye karar verir ve genç yaşta Mısır’ın yolunu tutar. Mısır’da Osiris dininin öğretildiği Memfis’teki tapınak, dünyaca ünlüdür ve buradaki “kardeşlik örgütü”ne katılmak hiç de kolay değildir. Ancak Pisagor, Apollon Rahipleri’nden öğrendikleriyle burada hızla yükselir ve sonunda meşhur ama çok gizli “kardeşliğe” kabul edilir.
22 Yıl boyunca bu tapınakta kalır, ancak bir gün Mısır, Babilliler tarafından işgal edilince, diğer rahiplerle birlikte Babil’e gönderilir. Babil’de bir tapınağa gitmeye başlar ve Babillilerin öğretilerini öğrenir. Burada kalırken bir ara Kudüs’e de gider ve Kabbala’yı inceler. Kabbala’daki sayılarla ilgili gizli öğretileri öğrenmeye başlar. Yolu bir ara Hindistan’a düşer ve buradaki ezoeterizme de merak salar. 34 Yıl sonra memleketine geri döner ve ilk işi, gençken gittiği Delf mabedine gidip, bildiklerini Apollon Rahipleri’ne anlatmak olur. Amacı Mısır, Babil, Kudüs ve Hindistan’tan öğrendiği ezoterizmi sentezleyip, Delf’de bunu uygulamaktır, ancak rahipler bunu istemez.
Bunun üzerine İtalya’nın yolunu tutar ve Crotona'da kendi okulunu açar. Artık burada, “seçilmişlere” ezoterik yöntemleri öğretebilecektir. Ancak bu okula seçilmek kolay değildi, adayın belli aşamaları geçmesi gerekiyordu. Mesela bir geceyi karanlık bir mağarada geçirmesi gibi. Aday bunu geçtiyse, kendine bir takım semboller gösterilir ve yorumlaması istenirdi. Verdiği cevaplara göre de 3.aşamaya geçirilirdi. 3. aşamada aday, psikolojik işkencelere maruz kalır, hakarete, aşağılamalara uğrardı. Eğer sabredip, dayanırsa okula kabul edilirdi. Ancak okula kabul edilmesi, gizli öğretiler eğitimine başlayacağı anlamına gelmezdi. 2,5 yıl soru sormaması, sadece dinlemesi gerekirdi. Dinleyiciler denilen bu grubun Pisagor’u görmesine izin yoktu ama okulda kalmalarının en temel şartı Pisagor’a kayıtsız itaat ve saygıydı. Dinleyiciler kurallara uyar ve kendilerinden beklenen gelişmeyi gösterirlerse, özel törenle “matematikçiler” denilen gruba terfi ederlerdi. "Matematikçiler", “dinleyiciler” grubunun giremediği özel bir mabette eğitime başlarlardı. En önemli konu “kutsal sayılar bilimiydi.”
Pisagorcular sayılara çok önem verir ve her sayının özel olduğuna inanırlardı, çünkü Pisagor’a göre “sayılar evrene hükmederdi.” Matematikçilerin aldığı eğitimler ve öğrendiği şeyler kesinlikle gizliydi ve gizli kalmalıydı. Aksi halde cezası, tereddütsüz idamdı. Pisagor kardeşliğinin başka ilginç kuralları da vardı. Mesela bakliyat yemek, ekmeği parçalamak, beyaz horoza el sürmek vs yasaktı. Pisagor’a göre, kendi mabedindeki “seçilmişler”, ülkeyi yönetmeliydi, çünkü onlar eğitimli ve çok özel bilgilere sahip insanlardı. Bu fikrini hayata geçirmek için bulunduğu şehri yöneten 1000 ler Meclisi’ne karşılık, kendi seçilmişlerinden oluşan 300 ler Meclisi'ni kurdu. Pisagor da haliyle devlet başkanı oldu. 300’lere kendi mabedindeki belli seviyedeki kişiler haricinde dışarıdan birinin girmesi yasaktı. Pisagor’un fikirleri, halka sıcak gelince, Pisagor İtalya’nın güneyini fiilen yönetmeye başladı ve zamanla da etki alanı hızla genişledi.
Ancak bir yandan Pisagor’un okuluna seçilemeyenler, diğer yandan onun yönetimi almasına kızanlar, bu gidişata karşı çok öfkeliydi. Ve Pisagor’a karşı olanlar birleşip, bir gece okulu ateşe verdi. Pisagor ile birlikte yüzlerce kişi yanarak can verdi, sağ kalanlar kaçtı. Kaçanlar, daha sonra toparlanıp Pisagor kardeşliğini yeniden canlandırmaya çalıştı ama artık Pisagor olmadığı için başaramadılar. Kalanlar, Pisagor’un öldüğüne değil, başka bir bedene büründüğüne inanırdı, çünkü Pisagorculuk’ta ölen kişinin ruhu başka bir bedene geçer. Hangi bedene geçtiği ise, onun dünyada ne yaptığı ile ilgiliydi. Mesela kötü iş yapanlar, hayvanların bedenine giderdi. Pisagorcuların matematiğe ve astronomiye önemli katkıları oldu. Pek bilinmeyen ama çok önemli olan katkıları ise masonluğa oldu. Pisagor'un sayılara yüklediği anlam, gizliliğe verdiği önem ve daha pek çok şey, Masonluğa ve özellikle Tapınak Şövalyeleri'ne ilham oldu.
Kaynak: https://twitter.com/lagaribey/status/787401185724694533
Etiketler:
Apollon Rahipleri,
Delf mabedi,
Ezoterizm,
Kabbala,
kardeşlik örgütü,
Numeroloji,
Osiris,
Pisagor
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder