25.09.2016

Bir Antik Mısır hikayesinden günümüze gelen bir inanış




     Her gün mavi gökyüzünde doğudan batıya doğru giden Güneş'in Antik Mısırlılar için özel bir yeri vardı, çünkü güneş, Tanrı Ra'nın kendisiydi. Ra (Güneş), her gün saltanat kayığına biner ve mavi denizde (gökyüzünde) süzülerek, öbür dünyaya (karanlığa) giden başka bir kayığa binerdi. Karanlıkta kayıkla giderken kendisine Ay'ın sembolü olan Thoth eşlik eder ve onu şeytanlara karşı korurdu. Güneş Tanrısı Ra, daha sonra Gök Tanrısı Horus ile birleşti ve artık Güneş, Horus'un sağ gözü, Ay ise sol gözü olmuştu. Yıllar sonra bir savaş çıktı ve Horus bu savaşı kazanmasına rağmen bir gözünü kaybetti. Ancak başka bir tanrı onun gözlerini birleştirdi. Savaşı kazanan Horus artık yaşam tanrısı olmuştu, onun tek gözü ise tüm kötülükleri görüp yaşamdan uzaklaştırandı.



Antik Mısırlılar, Horus'un gözünü ya da Tanrı Ra'nın sembolünü yanlarında taşıyıp, kötülüklerden ve hastalıklardan emin olmak istediler. Yıllar sonra "Horus'un gözü" farklı isimlerle tüm dünyaya yayıldı, bizdeki ismi ise "nazar boncuğu" oldu.



Horos'un Gözü"nün hastalıklardan koruduğuna inananlar, reçetenin sembolü için de onun gözünü seçtiler.

               




   Kaynak: https://twitter.com/lagaribey/timelines/779438444888154112



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder