Ra etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ra etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25.09.2016

Gün, karanlıkla mı başlar, ışıkla mı?




     ''Önce karanlık vardı, ardından ışık doğdu." Neredeyse tüm dünya mitolojileri bu girişle başlar, Antik Yunan'dan Kafkas mitolojilerine kadar... Saklı olan tüm güzellikler, karanlığın derin gizemlerinde saklı ve keşfedilmeyi bekliyordu. Keşif için ise bir "ışık" gerekiyordu. İncil'e göre "Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı. Işığa “Gündüz”, karanlığa “Gece” adını verdi" ve "ilk gün" oldu. Kur'an'da da aynı durum vardı ve Allah şöyle buyurmuştu: "Geceden (karanlıktan) gündüzü (aydınlığı) çıkarmamız onlara örnektir." Ve tüm bunlara göre asıl olan karanlıktı, çünkü ışık ondan çıkmıştı. Gündüze örtünen karanlık örtü değil, karanlıktan çıkan ışık vardı. Ve bu yüzden gün, ışıkla değil, karanlık ile başlıyordu. Yani önce gece geliyordu, sonra gündüz.
 


Uzun yıllar sonra antik Mısırlılar Güneş'in kutsal olduğuna inandı, her şeyi aydınlatan, yol gösteren o olduğuna göre "ilk" o olmalıydı. Her şey Güneş Tanrısı'na (Ra) göre yeniden düzenlendi, takvimler bile. Gündüz, artık geceden önce geliyor ve gün gündüz ile başlıyordu.
Yeniden uzun yıllar geçti, Araplar hariç herkes bunu sahiplendi. Günün başlangıcı gündüz olmalı, gece daha sonra gelmeliydi. Günümüze kadar böyle geldi ama İslami inanca göre durum aynıydı: Gün, güneşin batışı (akşam ezanı) ile başlar, diğer batışı ile biterdi... Kaynak: https://twitter.com/lagaribey/timelines/779439347317604352
Devamını Oku »

Bir Antik Mısır hikayesinden günümüze gelen bir inanış




     Her gün mavi gökyüzünde doğudan batıya doğru giden Güneş'in Antik Mısırlılar için özel bir yeri vardı, çünkü güneş, Tanrı Ra'nın kendisiydi. Ra (Güneş), her gün saltanat kayığına biner ve mavi denizde (gökyüzünde) süzülerek, öbür dünyaya (karanlığa) giden başka bir kayığa binerdi. Karanlıkta kayıkla giderken kendisine Ay'ın sembolü olan Thoth eşlik eder ve onu şeytanlara karşı korurdu. Güneş Tanrısı Ra, daha sonra Gök Tanrısı Horus ile birleşti ve artık Güneş, Horus'un sağ gözü, Ay ise sol gözü olmuştu. Yıllar sonra bir savaş çıktı ve Horus bu savaşı kazanmasına rağmen bir gözünü kaybetti. Ancak başka bir tanrı onun gözlerini birleştirdi. Savaşı kazanan Horus artık yaşam tanrısı olmuştu, onun tek gözü ise tüm kötülükleri görüp yaşamdan uzaklaştırandı.



Antik Mısırlılar, Horus'un gözünü ya da Tanrı Ra'nın sembolünü yanlarında taşıyıp, kötülüklerden ve hastalıklardan emin olmak istediler. Yıllar sonra "Horus'un gözü" farklı isimlerle tüm dünyaya yayıldı, bizdeki ismi ise "nazar boncuğu" oldu.



Horos'un Gözü"nün hastalıklardan koruduğuna inananlar, reçetenin sembolü için de onun gözünü seçtiler.

               




   Kaynak: https://twitter.com/lagaribey/timelines/779438444888154112



Devamını Oku »